9 Kasım 2012 Cuma

Okul yolu duz gider

  Bu yıl anne kız beraber gidip geliyoruz . Çok yogun ve yorucu geçiyor odev ve etkinliklere de
tam gaz başladık .      
    Annecim üniversiteye gittiğini de görürüm insaallah .....

31 Ağustos 2012 Cuma

seni çok sevdim çocuk

 En sevdiğim yaş dörttü; 

    sevdim rüyaya yürya demeni
    sevdim bisiklete bilikiset demeni
     sevdim küloda küyot demeni
     sevdim bikiniye bikene demeni
     sevdim kalemtraşa kalemkraş demeni
     sevdim herkese taşkın soyadı getirmeni
     sevdim nutella taşkın demeni
      sevdim her böceğe ısrarla ejderha demeni
      sevdim her cümleye başladığında bak şimdi demeni
      sevdim yeni aldığımız deniz ayakkabısını ilk günde kesmeni
      sevdim bayramlık için aldığımız elbisenin çiçeğini kesmeni
      sevdim ananenin eteeğini süpriz yapıp kesmeni
      sevdim elindeki sütü birazda kedi içsin diye  hayvanın kafasına dökmeni
      sevdim beni sürekli tehdit etmeni :ayarım bakkkkkkkk    :::((
      sevdim uykudan çok yoruldum deyip uyunmanı :::::)
      sevdim ben kediyim demeni ve sürekli kedi taşkın olmanı::)
       sevdim her şeyini..............................................................
                                
         ....................................................................................
                                   

24 Ağustos 2012 Cuma

Süslüü

   Büyüdük artık ben hazırlanırken sürekli  müdahele ediyor:ruj sür,saat tak, kolye tak ...
Ona sürünce de böyle poz veriyor

10 Ağustos 2012 Cuma

tehdittttttttttt

                 Dün akşam kızımla sohbet ediyorduk ki  istediği bir şey olmayacağını anlamış
olduğundan başladı  tehdide  :
  böyle yaparsan seni bırakıp okula giderim   (ben öyle   mi yapıyorum acaba diye sorunca hayır diyor ama??? )

    ' tamam git dedim' şaka mı gerçek mi ? diye en az on kez sordu .Evet cevabından sonra kalktı ,giyindi,çantasını hazırladı. Hala gitme desem vazgeçecek:::))))))))

     Kapıya doğru ilerliyoruz gece okula gidecek ya::) bak gidersem tehlikeli olmaz mı, gidersem tehlikeli şeyler yaparım diyor......

     Mesela annecim ne yaparsın dedim :   TERS TAKLA ATARIM, ( bunu çok zorlasada bi türlü yapamıyor)

          SUSUZ KOLA İÇERİM ,(ben hala gitme demeyince .....)
          SİGARA İÇERİM...
.
Dedi ve  o an hem şaşırdım hem üzüldüm,ne desem de bunun yapacağı en kötü şey olacağını anlatmaya çalışsam derken  öptü ve şaka yaptım dedi  :::((((


Resim yazısı ekle

12 Temmuz 2012 Perşembe

Normal kedi değil hayvan kedi

        En sonunda olacağı buydu.Baba ile vakit geçire geçire bu hale geldi yavrum:)
     Birkaç futbolcu ismi öğrendi, (şimdi isimlerini anımsayamıyorum)

hayvanları ,canavarcılık  oyunlarını ,timsah olmaları  ,kurt köpeği mi güçlü
normal  köpek mi gibi  soruları ve daha neler neler...
     Bilmeceyi çok seviyoruz, öğrendiğimiz  yeni  sözcükleri bildiğimiz  kelimelerle anlatıp soruyoruz :   
   ( Kaplan  ) normal kedi değil babacım varya hayvan kedi o ne?

27 Haziran 2012 Çarşamba

Kurbağalar silgi atar

    Baba kız pek sıkı fıkılar bugünlerde,dolayısıyla onun gibi olmaya başladı:
birkaç futbolcu ismi öğrendi ,hayvanlar alemini izlemeye başladı.İzlediği birkaç
belgeselden esinlenmiş olmalı ki   iki gündür :'' ANNE BAK KURBAĞALAR SİLGİ    ATAR'' .deyip duruyor
 Ben de bu öğüdü dinliyorum,kurbağalardan uzak duruyorum silgi atmasın diye::))

2 Haziran 2012 Cumartesi

Ben kötü anne miyim?

    Bahar geldi evden çıkıp rahatladık diyorum sonra yeniden başlıyor ağlamalarımız,inatlaşmalarımız...
Hep sorguluyorum kendimi acaba ben  kötü bir anne miyim?
   Kızım olmadan önce araştırıp okuduğum kitaplar, modern ve iyi model olma yönündeki eğilimlerim uçup gitti mi ? Birkaç  gün  bütün iyileştirme hareketleri işe yarıyor diyorum .....
  Sonra malum son ...Babamız dört gündür kızıyla başbaşa konuşuyor,dertleşiyor terapi yapıyor::)tatlı sert konuşuyor biraz işe yaradı gibi şimdilik.
   Bazen evde ikimiz olmamıza rağmen  ben yokmuşum gibi yapıyor küçük hanım ?  kedi kediyle (Naz'ın hayali arkadaşı) konuşuyorum ben de ister istemez. Naz'ın sevdiği şeyleri kedi kediye anlatıyorum.
  Sabrımın sınırlarında dolanıyorum bu aralar ya sabır çekip sabrediyorum. Hırçınlığını kelimelerle anlatamam .Parktan gelmek ,hatta gelmek istemek bile  suç ,bunu yapma demek suç,ağlama demek,.....
  Allahım bana yardım et,kuzumun üzerindeki bu hırçınlığı al ve ağlama isteğini azalt...  amin::::)

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Çocuklarda davranış bozukluğu

 


            Davranış, bireyin gözlenebilen eylemleridir.Uyum ise bireyin sahip olduğu özeliklerinin kendi benliğiyle içinde bulunduğu çevre arasında dengeli bir ilişki kurabilmesi ve bu ilişkiyi sürdürebilmesi şeklinde tanımlanabilir.Çocuğun bir sınırdan sonra çevresiyle olan ilişkilerinin bozulması ise uyumsuz davranışları doğurur.


Kişilik,en uygun ortamlarda bile,birçok sorunlar çözülüp,engeller aşılarak geliştirilir.Çocuk gelişiminin doğal seyri içinde bir yandan yeni yetenekler ve beceriler kazanırken,bir yandan da pek çok sorunlarla karşılaşmaktadır.Çözümlediği her sorun,aştığı her yeni engel, çocuğun ruhsal gücünü artırmakta ve kendi kanatlarıyla uçmayı öğrenmektedir.Böylece ana-babanın koruyuculuğuna daha az gereksimin duyarak,bağımsız davranışa yönelmektedir.

Davranış bozuklukları çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı,iç çatışmalarını davranışlarına aktarması sonucu ortaya çıkar. Hırçınlık, sinirlilik, saldırganlık, inatçılık, yalan, çalma, küfür gibi davranışlar davranış bozukluklarına girer. Çocuk, gelişim basamaklarında birtakım doğal zorluklarla karşılaşır. Bu zorluklar ana-babanın desteğiyle çözümlenecek düzeydedir.Fakat çocuk bu desteği bulamaz ya da ana-baba tutumu yanlış olursa, bunlara tepki olarak çocukta duygusal düzeyde bozukluklar görülebilir ve olağan sorunlar büyür. Bu olumsuz tepkilere uyum ve davranış bozuklukları diyebiliriz.


Örneğin,2-3 yaşında çocuğa tuvalet eğitimi verilmezse, kendi başına yeme alışkanlığı kazandırılamazsa, bu sorunlar sonraki dönemlere aktarılır ve yeni dönem sorunlarıyla katlanarak büyür. Oyun çağında oyuna doymamış ya da arkadaşlık ilişkisi kuramamış bir çocuk, okul çağında, toplu oyunlara katılmaz, onlarla kaynaşarak çağını yaşamak yerine, bir önceki dönemin sorunlarıyla başa çıkmak zorunda kalır. Bu nedenle ana-babanın desteği, sevgisi, şefkati çocuk için çok önemlidir.




Çocuğun kendine güvenli, sağlıklı bir kişilik geliştirilmesi için, güven veren, anlayışlı, sevgi dolu olumlu bir çevre gereklidir. Bu çevreyi bulamayan çocuk, kendine güvensiz olur, kimsenin kendini sevmediğini düşünerek, çevresindekilere kuşkuyla bakar, karmaşık duygu ve çelişkiler içinde bunalıma girer. Büyüklerin ilgisini çekmek için gereksiz davranışlar yapar. Sonuçta bir sınırdan sonra çocuğun çevreye olan uyumu bozulur. Bu tür uyum bozukluklarının başında sürekli sinirlilik, kavgacılık, hırçınlık, söz dinlememe, geçimsizlik vb. görülür.
Çocuklarda ruhsal sorunlar dış etkenlerden de kaynaklanabilir. Örneğin, kaçırılan, araba kazası geçiren, cinsel saldırıya uğrayan bir çocuk, çeşitli korkular geliştirir ve örselenmesine bağlı olarak, ruhsal belirtiler ortaya çıkar. Bu tür dış örselenmelerde çocuğun tekrar ruhsal sağlığına kavuşmasında ana-baba tutumu çok önemlidir. Çünkü ana-baba tutumu sorunu düzeltici yönde de, çocuğun uyumsuzluğunu tamamen artırıcı yönde de olabilir. Yine diğer bir sorunda çocuğun yapısı veya geçirdiği hastalıklarla ilgilidir. Örneğin, beyin incinmesiyle doğan, sakatlığı veya herhangi bir süreğen hastalığı olan çocuklarda uyumsuzluk belirtileri gösterirler


Image Hosted by ImageShack.us
Bir çocuğun davranışının bozukluk sayılabilmesi için bazı ölçütler gerekir. Bu ölçütler:
1-Yaşa uygunluk: Her gelişim döneminin kendine özgü davranışları vardır. Bu nedenle çocuğun içinde bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini iyi bilmek gerekir. Ör; 2 yaş çocuğu negativist, hareketlidir ve istenilen şeyi yapmaz. Freud'un anal, Erikson'un özerkliğe karşı kuşku ve utanç dönemine rastlayan bu yaşlarda çocuk, özerk bir birey olduğunu öğrenir. Kendisi istemeyince altının değiştirilmesini istemez, öpülmeyi reddeder.
3-5 yaş çocuğu dikkat çekmek ister. Hayal dünyası çok geniş olduğu için inanılmaz öyküler anlatabilir. Henüz yalanla yalan olmayanı ayırt edemezler. Bu nedenle bu yaşlardaki çocukların anlattıkları yalan olarak kabul edilmezken, 11-14 yaşlarındaki çocuklarda görülen yalan normalden sapan bir davranış olarak kabul edilir.
2-Yoğunluk:Bir davranışın bozukluk olarak kabul edilmesindeki 2. Ölçüt yoğunluktur. Ör; 5 yaş çocuğunda öfke ve huysuzluk doğalken, bu davranış başkasına fiziki zarar verme şekline dönüşürse, davranış bozukluğu kategorisine girer.
3-Süreklilik:Çocuğun belirli bir davranış türünü ısrarlı bir biçimde ve uzun zaman devam ettirmesidir.
4-Cinsel rol beklentileri: Erkeklerde kızlara oranla daha saldırgan olmaları beklenirken, davranışları ile erkeklere benzer saldırgan davranan kızların davranışları normalden sapan davranış kategorisine girer.

Ruhsal belirtiler, tek başlarına çocuğun uyumsuz ve dengesiz olduğunu göstermezler.Uyumsuz davranış gösteren çocuklarda genel olarak ve sık sık şu davranışlar gözlenir;


- Sinirlidirler, huysuz ve rahatsızdırlar.
- Tırnak yeme, parmak emme gibi davranışlar gösterir.
- Zorbalık yaparlar.
- Otoriteye direnirler
- Devamlı gerilim içindedirler.
- Yalan söylerler
- Çalma davranışı gösterirler
- Motivasyonları sınırlıdır.
- Okul devamsızlıkları ve evden kaçma vardır.
- Enerjilerini belli bir alanda toplayamazlar.
- Utangaç, korkak, endişeli ve şüphecidirler.
- Son derece sakin olabilirler.
Çocuğun davranışlarının uyumsuz olduğunu söyleyebilmemiz için, saydığımız bu özelliklerin birkaç tanesini en az 6 ay süreyle göstermesi gerekir.Bunun yanı sıra çocuğun gelişim dönemine de dikkat edilmelidir. Örneğin, 4-5 yaşına kadar çocukların gece işemeleri normaldir. Hatta okul çağında bile ara sıra işeme normal sayılabilir. Çünkü yatağa işeme davranışı tek başına uyumsuzluk belirtisi değildir. Bu belirtinin sıklığı ve eşlik eden davranışların yoğunluğu önemlidir.

Ruhsal uyumsuzlukların büyük bir çoğunluğu, çocukluk çağından gelmektedir.Bu nedenle, çocuğun ailesi ve çevresi ile ele alınması gerekmektedir.Gelişiminin doğal seyri içinde aşması gereken sorunları, yardımsız çözmeye çalışan bir çocuk bir kuşkusuz kendi başına uçmayı öğrenmeye çalışan bir kuş gibi boşa çabalar ve çabuk yorulur. Böylece bir çocuğun, tedirgin ve mutsuz olması yanında ruhsal olgunlaşması da yaşıtlarından geri kalır.

Genel Olarak Davranış Bozukluklarının Nedenleri


-Dikkat çekmek:Çocuğa gerekli sevgi ve ilgi gösterilmediğinde yada yeterli zaman ayrılmadığında dikkat çekmek için davranış bozukluklarına yönelir.
-Ebeveynlere karşı güç kazanma isteği
-İntikam alma isteği: Özellikle dayak yiyen, sevgi verilmeyen çocuk ana-babasından intikam almak ister. Aşırı otoriter ve baskıcı tutum, katı disiplin ana-babaya karşı öfke ve nefret duygularının gelişmesine ve buna paralel olarak başkaldırıcı bir bireyin oluşmasına neden olur.
-Yetersizlik:Çocuğun kendine güvensiz olması davranış bozukluklarına neden olur. Anne-babanın aşırı koruyucu, hoşgörülü tutumu, gerektiğinden fazla özen gösterilmesi fazla kontrol anlamına gelir. Sonuçta çocuk diğer kimselere aşırı bağımlı, kendine güveni olmayan, duygusal olarak çabuk kırılan bir kişi olur.Bu durum çocuğun kendi kendisine yetmesine olanak vermez ve davranış bozukluklarına neden olur.
Davranış bozukluğu olan çocuklarla olumlu ilişki nasıl kurulur?
1-Karşılıklı Saygı:Azarlamak, bağırmak, vurmak, susturmak, tutarsız davranmak çocuğa saygısızlığın göstergesidir. Her ana-baba çocuklarına saygı göstermeyi öğrenmelidir. Her çocuk ayrı bir birey olarak ele alınıp, fikirleri sorulmalı ve fikirlerine saygı gösterilmelidir.
2-Çocuğa Zaman Ayırmak: Çocukla ilgilenmek, zaman ayırmak gerekir. Birlikte geçirilecek zaman nicelik değil, nitelik olarak önemlidir. Birlikte çocuğun hoşlanacağı faaliyetler yapılabilir.
3-Cesaretlendirme:Çocuğun kendine güvenmesini istiyorsa önce anne-baba çocuğa güvenmelidir. Çocuğun çabasını övmeli ve yüreklendirmelidir. Cesaretlendirme çocuğun kendini değerli algılayabilmesi için çok önemlidir. Cesaretlendirme çocuğu olduğu gibi kabul edip, kendi olduğu için değer vermedir.
4-Sevgiyi Anlatmak:Çocuğun kendini güvenli hissedebilmesi için, en azından sevildiğini bilmesi ve sevmesi gerekir.
***NURCAN AYIK YAZAR
Psikolojik Danışman
      



7 Mayıs 2012 Pazartesi

yılın ilk pikniği

     Geleneksel piknik,uçurtma şenliği
,mangal keyfi sezonu açılmış bulunmaktadır. 

Katılmak isteyenler cumartesi öğleden sonra
en geç pazar sabaha kadar bizim evde olsun ...




 hoşgeldin  bahar ,sefalar getirdin kızıma...

2 Mayıs 2012 Çarşamba

yüzmeye başladık

 en sevdiğimiz şey suda oyun oynamak, kışın pek içime sinmediydi yollamak, baharla başlayalım dedik daha bir ay olmasına rağmen NERDESE yüzüyor diyebilirim.. Öyle çok yoruluyor ki sesi soluğu çıkmadan yatıp uyuyor gelince
arkadaş yüzme çok iyi bişey ;su kurbağası

1 Mayıs 2012 Salı

bahar gelir hoş gelir

  Arkadaşlarımızla yedik, içtik gezdik
onları çok seviyorum iyiki varlar iyiki çocuklular::)))))

oynaya oynaya gelin çocuklar
el ele el ele verin çocuklarrrrrrr...

29 Nisan 2012 Pazar

kelebeklik

Naz'a söz verdiğim üzere 23 Nisan da okuldaki kutlama programına gittik. Az dersim olduğu günlerde okulda ana sınıfında duruyor ve öğretmeni de çok seviyor. Arada bile gitsek öğretmeni ve arkadaşlarını öyle bir benimsediki okuldan her geldiğimde arkadaşlarım beni sordu mu? öğretmenim kızım ne yapıyor dedi mi.... Ben Türkçe öğretmeni olduğumdan bayram ,tören benden soruluyor... İtinayla program hazırlanır:::))) Neyse program başladı .Sıra ana sınıflarına gelince biri arı olmuş, biri çiçek olmuş... program başlar başlamaz zırlamaya başladı: HERKEŞ BİŞEY OLMUŞ BEN KALDIM BAYİ KELEBEKLİK OLAYIM... babamız eve gelir gelmeza gittik kelebeklik almaya işte fotolarımız

9 Nisan 2012 Pazartesi

sulu zırtlak


Hafta sonu havaların düzelmesini fırsat bilip dışarı attık kendimizi.
Ben çocuk değilim ,ben gencim teyzem genç,annem genç,zeynep bebek, sen yaşlısın, anneane diyor gezerken ama; akşam ağlarken videoya almıştım yerlere yerlere yatmasını ...
Kızlarda genelde oluyormuş ama bizde durum vahim giyinme problemi...
Uyanır uyanmaz saçlar taranıyor ,mümkünse pembe tarak ve parlak tokalar,dişler fırçalanıyor,bulunrsa saten pembe güllü pijamalar (SAKLADIK BIKTIĞIMIZDAN) yoksa fırfırlı kot etek ,üzerine burası mühim yaz kış farketmeden kısa kollu parlak tişörtlerden biri ev için aldığımız parlak rugan gül kurusu önü kurdelalı ayakkabı ...
Dışarı çıkacaksak vay özlemin haline onu giymem , bu etek dönmez kızlar etek giyer...
İşte videodaki ağlama sebebimiz dışarı çıkacakmış elbisenin altına KÜYOTYU ÇOLAB hiç olmazmış ...
Bazen ben de bir arıza var galiba diyorum. Bu çocuğu ağlamaya ben mi itiyorum diyorum.Bir insan evladı bu kadar ağlarmı ya ... Ağlamam kolay kolay ağlayanı da hiç sevmem alllah başına vermiş zırıl zırıl gözünün yaşı yerinde dudak bükük heran hazır ağlamaya.
Ağlama rekorumuz dört saat denemediğim yol kalmadı ilgenmedim akşam ateşi çıkana kadar anıra anıra ağladı ,sevdim , öptüm, kızdım,ağlamasını engelleyecek her şeyi yaptım yok... banamısın demiyor yöntem ve tekniklerin dışında kalıyor zırıldak şey .Süsümüz de yerinde gözyaşımızda diyor ve yazıyı bitiriyorum sabah kadar yazcam yoksa.

6 Nisan 2012 Cuma

Ben kazandım

Yeni bir blog keşfettim arkadaşım elifin bloğu tombultarifler,insanın baktıkça içi açılıyor ,baktıkça bakası geliyor.İşten döndünüz yorgunsunuz ve ne yemek yapmakta kararsız kaldığınızda devreye giriyor tombul tarifler kabaktan hazırlanan sandal sefası bizzat denedim süperdi.
İşte burda olan bir çekilişe katıldım ve bana çıktı.Gelince de fotoğrafını çekip koyacağım ...
Hediyeden çok kazandığım bu yeni arkadaşa ve yeni yemeklere çok çok teşekkürler...::)))

2 Nisan 2012 Pazartesi

nerdese düşyodum!!!!!






Bugünlerde yaptığım her şeyi eleştiren,yön veren,değerlendiren biri var bizim evde. Kaynanam oldu,deyim yerindeyse çamaşırları astım kuruyanları yerleştirdim ... tipik ev hanımı rolündeyim ...
Yemek yapmaya başlar başlamaz odada biri bas bas bağırdı: ''senin çamaşırların yüzünden nerdese düşodummmmm''
Çamaşır dediği onun odasına astığım ıslanmış aquadoodle halısıydı ...
O anı fotoğraflamak istedim ama naz alıp fırlatmıştı çoktan.

27 Mart 2012 Salı

İkimizin şarkısı

Artık ana-kız bir şarkımız var
ne olduğunu hemen söyleyeyim

ılgaz anadolumun sen yüce bir balısın ,
baharla yeryüzümün bu cennetin dalısın




aşkımla yatıp kalkıp söylüyoruz devamıda
var tabi orasını da en az bun

un kadar güzel söylüyor.

22 Mart 2012 Perşembe

dekorasyon fikirleri


Yaptırmayı düşündüğüm birkaç parça eşya vardı dolap,






kitaplık...
Sonra bloglarda öyle güzel şeyler buldum ki paylaşmak istedim

21 Mart 2012 Çarşamba

agua dodo

Birkaç gün önce eşimle Naz'ı annaneye bırakıp sinemaya gittik. Zavallı annem canı sıkılmasın diye ( kesmeyi çok sever bu arada )evde ne kadar dergi varsa çıkarmış . Tabi bu arada benim daha okumadığım dekorasyon dergileri de gümbürtüye gitmiş oldu...
O reklam sayfaların birinde bu oyuncağı görmüş, daha önce de internetten görmüştü ama;bu kadar cazip gelmemiş demekki .
O geceden beri kestiği sayfa elinde bundan istiyorum diye tutturuyor.Zavallı annem de adını akua dodo demiş şimdi de adı öyle kaldı. Ben ne kadar biraz daha istesin desem de serdar beyler!!! böyle düşünmediğinden hafta sonu alındı. Ve beklenen son: neden konuşmuyor? sadece yazıyor ,hadi kendi yazsın ...
Tam bir hayal kırıklığı sizin evde de oluyor mu bilmem ama; kızım kafasında hayal ettiği gibi olmazsa bir oyuncak ya zamanla alışyor ya da asla oynamıyor.
Günün en güzel tarafıysa Naz' la Serdar'ın oyun halısına yazdığı iki cümleydi
SENİ ÇOK SEVİYORUM ANNECİM


SENİ ÇOK SEVİYORUM CANIM...

16 Mart 2012 Cuma

ÇİLEKLİ PUDİNG NASIL YAPILIR

Havaların ısınmaması sonucu
evde alışılası durumlar var yine ,
değişiklik olsun diye oynadığımız
oyunlar kürdanlardan yapıp boyadığımız
çöp adamlar(çöp kızlar:))
Dün Naz'la puding yaptık beraber
karıştırdık ,pişirdik,sıcak sıcak yedik.
İşlem bitti mutfak toplamak yine anneye
düştü.
Annenemize tarif ediyoruz:
önce bilaz süt koyyoyuz,sonra
bilaz puding koyyoyuz.bi de kaşık koyyoyuz
bi de karıştırıyoyuz

kayselere koyyoyuz al
sana çilekli pudig kayseden al al ye annenecimmm...

6 Mart 2012 Salı

İkiz köpek alalım

Bu aralar gündemde olan (aslında tembel anasının pek niyeti yok ama )
bebek meselesine son noktayı kızımın terciyi koydu.
Bebek almayalım lütfen ikiz köpek alalım KİKİ ve KOKO

3 Mart 2012 Cumartesi

Sen gidince

Şimdi yanımda yoksun,sen yokkken tadı çıkmıyor
Sen yokken tadı yok yaşamın
Sen yokken tadı yok suyun bile
Sen yokken tadı yok hiç birşeyin...

1 Mart 2012 Perşembe

Ben senin telefonunda kayıtlı mıyım?

Arabadayız Naz bütün cazibesiyle annecim çok önemli bişey sorucağım:Ben senin telefonunda kayıtlı mıyım? dedi.

Telefonda kayıtlı olmak ne demek annecim dedim hani varya ismin resmin çıkyor ya işte ondan soruyorum.



Kabul etmek gerekirse soru da cevapta süper...

9 Şubat 2012 Perşembe

Badem gözlüm

Kızların en güzeli, gülünce gözlerinin içi gülen güzel yavrum ,gıdıklanmaya bayılan gülerken seni de gülderen iyiki varsın iyiki benimsin.

25 Ocak 2012 Çarşamba

Tıkırtıyı duyunca...

Kızım büyüdü,geceleri uyanıp gezinmeye bile başladı...
Babasıyla karşılaşınca gece vakti naz kızmasın diye aniden babaya:'tıkırtıyı duyunca'
demiş ve yatmış.Tıkırtıyı duyunca ne olmuş,nereden gelmiş? bilen yok?
Artık nazı ne zaman kızdırmak istese

k tıkırtıyı duyunca deyip gülüyoruz.